Her 10 Kasım sabahı aynı şey olur. Saat 09.05 yaklaşırken herkes susar. Arabalar durur, insanlar durur, şehir bile nefesini tutar. Sirenler çalar, ama o sesin içinde başka bir şey vardır: Özlem. Saygı. Gurur.
Atatürk, bu ülkenin sadece kurucusu değil; aynı zamanda “biz olmanın” anlamını hatırlatan insandır. Bir milletin umudunu, cesaretini ve aklını yeniden inşa etti.
Bize en büyük mirası olarak da şunu bıraktı: Düşünmeyi.
Her 10 Kasım’da onu anıyoruz, evet… Ama aslında onu yaşatmanın en güzel yolu; sorgulamak, üretmek, öğrenmek ve pes etmemek. Çünkü Atatürk’ün yolunda yürümek, sadece bir fotoğrafın önünde saygı duruşunda bulunmak değil; o fikri her güne taşımaktır.
Bugün bir dakikalığına duracağız. Sonra yine devam edeceğiz — çünkü o, “en büyük savaşın cehalete karşı verilen savaş” olduğunu söylemişti. Ve o savaş hâlâ bitmedi.
Sonsuz saygı, özlem ve minnetle…